MHP Genel Başkanı Bahçeli: "Şerefiniz kadar konuşun desem, bunların hiçbirisinin ağzını bıçak dahi açmaz, açamaz"

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'Şerefiniz kadar konuşun desem, bunların hiçbirisinin ağzını bıçak dahi açmaz, açamaz. Sol örgütler, emek ve meslek örgütleri, barolar, CHP, HDP, TKP, TİP, EMEP, KESK, DİS

Politika 22.06.2021 14:46:05 0
MHP Genel Başkanı Bahçeli: "Şerefiniz kadar konuşun desem, bunların hiçbirisinin ağzını bıçak dahi açmaz, açamaz"
Tarih: 01.01.0001 00:00

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Şerefiniz kadar konuşun desem, bunların hiçbirisinin ağzını bıçak dahi açmaz, açamaz. Sol örgütler, emek ve meslek örgütleri, barolar, CHP, HDP, TKP, TİP, EMEP, KESK, DİSK, Halkevleri, alayınıza milletim adına soruyorum, Deniz Poyraz’a sahip çıktığınız kadar bu milletin çocuklarına, bu vatanın onurlu evlatlarına sahip çıkabildiniz mi?” dedi.

MiHP Lideri Devlet Bahçeli, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) partisinin grup toplantısında İzmir’de HDP il binasına yapılan saldırı ve gündemle alakalı açıklamalarda bulundu.

10 Haziran’da Birleşik Krallık Başbakanı’yla ABD Başkanı arasında ‘Yeni Atlantik Şartı’ imzalandığını hatırlatan Devlet Bahçeli, “Bu çerçevede, demokrasi kurumuyla açık toplumun savunulması, şeffaflık, hukukun üstünlüğü, sivil toplumun ve bağımsız medyanın desteklenmesi, adaletsizlik ve eşitsizlikle mücadele ön plana çıkmıştır. Müteakiben 11-13 Haziran 2021 tarihlerinde G-7 Liderler Zirvesi toplanmış, demokrasi, özgürlük, eşitlik, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygı vurgusu yapılmıştır. 14 Haziran 2021’de NATO Liderler Zirvesi, 15 Haziran 2021’de de AB-ABD Zirvesi gerçekleştirilmiştir. Bilhassa NATO’nun 2030 Vizyon Belgesi’ne yapılan atıf kapsamında, ittifakın siyasi boyutunun önümüzdeki süreçte güçlendirileceği, yolsuzlukla mücadelenin NATO için önem taşıdığı ifade edilmiş, nihayetinde demokrasinin destekleneceği kayıt altına alınmıştır. AB-ABD Zirvesi’nde ise, yine demokrasinin sahiplenileceği, otoriterliğin her türlü şeklinin reddedileceği hususuna temas edilmiştir” dedi.

“TÜSİAD Başkanı, kulağına üflenen yalan yanlış bilgilerle hükümeti, ekonomiyi, hukuk ve demokrasi konularındaki eleştirilerini sıralamıştır”

Son zamanlarda yapılan bu anlaşmaları ve TÜSİAD Başkanı’nın yaptığı açıklamaları değerlendiren Devlet Bahçeli şunları kaydetti:

“Hiç kimse ne var bunlarda demesin, zarfa değil mazrufa bakmak, söylenenden ziyade maskeli küresel senaryonun devreye alınma niyetine odaklanmak, ayrıntıya istiflenmiş sinsi hedefleri tefrik etmek sorumlu ve milli bir siyaset marifetidir. Bu gelişmeler yaşandıktan sonra TÜSİAD Başkanı hemen pozisyon almış, kulağına üflenen yalan yanlış bilgilerle hükümeti, ekonomiyi, hukuk ve demokrasi konularındaki eleştirilerini sıralamıştır. Bize göre zamanlama ilginçtir. TÜSİAD, son dönemlerde hukuk devletiyle hiçbir şekilde bağdaşmayacak karanlık ve karmaşık ilişki ağlarından muzdarip olduğunu ileri sürmüştür. Türkiye bir hukuk devletidir, hukukun üstünlüğü de egemendir. TÜSİAD’ın dış tazyiklere, dış telkinlere değil, milletimizin gerçeklerine, milli güvenliğimizin haysiyetine saygı ve riayeti, paradan daha önemli olan bir şeref meselesidir.”

“Öyle bir gün seçilmiştir ki, binada tek bir HDP’li yönetici yoktur”

İzmir HDP il binasına yapılan saldırının bilinçli bir eylem olduğuna dikkat çeken Devlet Bahçeli “Saldırganın ifade tutanağı uyanık bir şuurla analiz edildiğinde, meczup olmadığı, tek başına hareket etmediği, bilinçli bir eylem içinde eyleme geçtiği hemen fark edilecektir. Lütfen dikkat buyurunuz, öyle bir gün seçilmiştir ki, binada tek bir HDP’li yönetici yoktur, hatta planlı bir toplantı da iptal edilmiştir. Tıpkı Ankara Gar patlamasında, tıpkı Suruç katliamında olduğu gibi, HDP’liler araziye uymuşlar, birden bire kayıplara karışmışlardır. Olayın vuku bulduğu gün, ne hikmetse, çay servisi yapan asıl şahsın yerine yardım amacıyla kızı binaya gelmiştir” ifadelerini kaydetti.

“Bir taşla daldaki birden fazla kuşun vurulması hedeflenmiştir”

İzmir HDP binasında öldürülen Deniz Poyraz üzerinden Türkiye’nin aleyhine propaganda yapıldığını söyleyen Bahçeli, “Cinayete kurban giden Deniz Poyraz’ın masada yarım bıraktığı kağıt bardaktan içtiği çay ile yediği domates ve zeytin, kısa süre içinde Türkiye aleyhtarlarının propaganda görseli olarak kullanılmıştır. Katilin ise bozkurt işareti yapan ve silah tutan halini resmeden fotoğrafları sanki bir yerlerde hazırda bekletiliyormuş gibi anında servis edilmiştir. Yani bir taşla daldaki birden fazla kuşun vurulması hedeflenmiştir. Altını kalın bir şekilde çizerek soruyorum; bu katil gerçekte kimdir? HTS kayıtları çıkarılmış mıdır? Bağ ve bağlantıları kimleri ve nereleri işaret etmektedir? Provokasyonun içinde derin PKK’nın, yabancı istihbarat örgütlerinin, kiralık taşeronların parmağı var mıdır?” ifadelerine yer verdi.

“Kim ne biliyorsa, kimin elinde ne belge, ne bilgi varsa emniyet güçlerine ve adli makamlara teslim etmek durumundadır”

Soruşturmaya, bilgisi olan herkesin katkı vermesi gerektiğini ifade eden Bahçeli, “HDP’yi masumlaştırıp partimizi, Cumhur İttifakı’nı ve Türk devletini suçlamak üzerine bina edilen bu cinayetin önü arkası, sağı solu, altı üstü sonuna kadar araştırılmalıdır. Kim ne biliyorsa, kimin elinde ne belge, ne bilgi varsa emniyet güçlerine ve adli makamlara teslim etmek durumundadır. CHP, HDP, İP, Halk TV yazı ve haberleriyle tahrik kampanyasının medya ayağını teşkil eden kiralık yazar ve gazeteciler hem soruşturma hem de kovuşturma süreçlerine alacakları özel bir izinle müdahil olmalı, olayın iç yüzünün aydınlığa kavuşmasına cesaretleri varsa hizmet etmelidirler” dedi.

“Kılıçdaroğlu, ne dediğinin şuurunda mıdır? Aklı başında mıdır?”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Deniz Poyraz’ın ölümünün ardından yaptığı açıklamalara değinen Bahçeli şöyle devam etti:

“Biz bu cinayeti reddediyoruz. Katilin ve işbirlikçilerinin en ağır cezaya çarptırılmasını istiyoruz. Kılıçdaroğlu, ‘Deniz’i öldürdüler, istiyorlar ki, bu ülkede hiçbir genç mutlu olmasın’ sözlerini neye dayanarak, hangi delile güvenerek söyleyebilmiştir? Bu olayın sonucunda, Türkiye’yi haydut devlet durumuna düşürmek isteyenler olduğunu açıklayan Kılıçdaroğlu, ne dediğinin şuurunda mıdır? Aklı başında mıdır? Haydut devlet nedir? Uluslararası hukukun tek bir sayfasını okumadan kulaktan dolma ifadelerle nasıl ve hangi hakla, hangi cüretle, hangi tespitle böyle konuşabilmiştir?

Son yıllarda uluslararası literatüre giren başarısız devlet, rantiye devlet, düşmüş devlet, haydut devlet gibi kavramlar genellikle hedef ülkeleri yalnızlaştırmak için kullanılmaktadır. Haydut devlet, küresel kapitalist sisteme uyum sağlamaya direnen, nükleer silah kapasitesini geliştirmeye çalışan, uluslararası terörizme destek veren ve ABD’nin hayati çıkarlarını tehdit eden devletler için söz konusudur.

Genellikle diğer ülkelerle diplomatik ilişki kurmaktan kaçınan bu devletler, politik veya ekonomik yaptırımlara, hatta askeri müdahalelere uğrama potansiyeline sahiptirler. İzmir’deki cinayetin ardından Türkiye’ye pusu kurmak isteyen gerçek haydut devletler yok mudur? Kılıçdaroğlu, kime hizmetle memur edilmiş, akıl hocalığını kimler devralmıştır?

Partiler üstü bir anlayışla tesis edilen, milletimizin özlemlerini ve devletimizin dik duruşunu teyit eden dış politikayı 180 derece değiştireceklerini söyleyen bu gafilin ağzından çıkanı kulağı duymuş mudur? Hepsini geçtik de, HDP Eşbaşkanları tahrip edici konuşmalarını yaparken katil devlet sloganları atan alçakları kimler doldurmuş, bu karanlık güruh kimlerin dolduruşuna gelmiştir?”

“Öldürülen Deniz Poyraz, PKK’nın kırsal katılım sorumlusu, şehirden dağa çıkmak isteyen PKK sempatizanlarını terör kamplarına sevk eden halkanın içinde yer alan milis işbirlikçidir”

HDP’nin İzmir İl Binasında öldürülen Deniz Poyraz Hakkında açıklamalarda bulunan Devlet Bahçeli şu ifadelere yer verdi:

“Kılıçdaroğlu’na haydut devlet kavramını söyletenler bu işin neresindedir? Açık seçik söylüyorum, Türk devleti egemen ve haysiyet sahibi bir devlettir, katil ithamları ise soysuzluktur. Öldürülen Deniz Poyraz’ın kim olduğunu ben size söyleyeyim, PKK’nın kırsal katılım sorumlusu, şehirden dağa çıkmak isteyen PKK sempatizanlarını terör kamplarına sevk eden halkanın içinde yer alan milis işbirlikçidir. Milis işbirlikçi, köy, kasaba ve şehirlerde yalnız ve sahipsiz görülen kişileri terör örgütüne devşirmek için çalışan, örgütün hain eylemlerine yardım ve yataklık yapan terörist demektir.

“Herkesi ikaz ediyorum, hiç kimse, ‘ne yapsın acısı var, ne dediğini bilmiyor’ saptırmasına heves etmesin”

Deniz Poyraz’ın babasının sözleri hatırlatan Devlet Bahçeli, “Bu milis işbirlikçinin babası ise duyan herkesi şok eden açıklamalarda bulunmuş, bir nevi canlı bomba gibi patlamıştır. ‘Deniz benim Deniz’im değil, Kürdistan’ın Denizi’dir. Biz dağlarda direnen aslanlara borçluyuz. Şu anda düşmanın tank ve toplarının önünde direniyorlar. Biz ne kadar bedel de versek halen onlara borçluyuz. Allah gerillaya güç kuvvet versin, mertebelerini yükseltsin’. Herkesi ikaz ediyorum, hiç kimse, ‘ne yapsın acısı var, ne dediğini bilmiyor’ saptırmasına heves etmesin. Böylesi bir bahaneye de sarılmasın. İzmir’in göbeğinde bir PKK’lı arayıp da bulamayacağı bir propaganda imkanı yakalamış, bunu da şerefsizce kullanmıştır. Dağda bir aslan biliriz, o da şerefli Türk askerimiz, şerefli Türk polisimiz, şerefli güvenlik korucularımızdır” ifadelerine yer verdi.

“Şerefiniz kadar konuşun desem, bunların hiçbirisinin ağzını bıçak dahi açmaz, açamaz”

“Diğer eli silahlı vaziyette dağlarda gezenler de görüldüğü yerde indirilecek açık hedeflerdir ve çakalın insan suretleridir” diyen Bahçeli şunları kaydetti:

PKK’lı milis işbirlikçilere hakkı yenmiş garip gureba, mağdur ve mazlum muamelesi yapan köksüzlere soruyorum, suçsuz günahsız, güzeller güzeli Aybüke öğretmenimiz şehit edilirken nerelerdeydiniz? Nereye sinmiştiniz? Hiç sesiniz çıkmış mıydı? Annesi Nurcan Karakaya ile 10 aylık Bedirhan bebek barbarca şehit edilirken ne yapıyordunuz? Kalbinizde hiçbir sızı duydunuz mu? Ya Eren Bülbül, ya Necmettin öğretmenimiz, ya ana kuzuları, ya emzikli bebekler, bileniniz, hatırlayanınız kaldı mı? Şerefiniz kadar konuşun desem, bunların hiçbirisinin ağzını bıçak dahi açmaz, açamaz. Sol örgütler, emek ve meslek örgütleri, barolar, CHP, HDP, TKP, TİP, EMEP, KESK, DİSK, Halkevleri, alayınıza milletim adına soruyorum, Deniz Poyraz’a sahip çıktığınız kadar bu milletin çocuklarına, bu vatanın onurlu evlatlarına sahip çıkabildiniz mi? Müşfik bir seslenişiniz, sevgi dolu bir dokunuşunuz görüldü mü? Aziz şehitlerimize rahmet dilemenizi bıraktık da, terörü kınayacak tek bir kelam edebilecek insaf ve iffeti sergileyebildiniz mi? Hz.Ömer’in şu duası duamdır: Allah’ım! Günahkârın kuvvetini ve iyinin acizliğini sana şikayet ediyorum.”

“Şayet birileri Türk-Kürt çatışmasının düşünü kuruyorsa, gök girsin kızıl çıksın ki, bu düşten kabusla uyandırmak bizim için hayat memat konusu olacaktır”

Kürt ile Türk’ün arasında hiçbir fark olmadığını belirten MHP lideri Bahçeli, “Kürt kökenli kardeşlerim, biz sizi Allah için seviyoruz, bağrımıza basıyoruz. Aramızda hiçbir fark yok, inancımız bir, irademiz bir, istikbalimiz bir, geçmişimiz bir, bayrağımız bir, devletimiz bir, milletimiz bir, mukaddesatımız bir, acımız bir, anımız bir. Kan içen vampirlere sırtınızı dönün, bu teröristlere şamarı indirin, birliğimizi ve dirliğimizi bozmak isteyen iç ve dış mihraklara millet sevdasıyla özdeşleşmiş tarihi gücünüzü gösterin. Şayet birileri Türk-Kürt çatışmasının düşünü kuruyorsa, gök girsin kızıl çıksın ki, bu düşten kabusla uyandırmak bizim için hayat memat konusu olacaktır” diye konuştu.

“Bayrak olacağız, sancak olacağız, vatan olacağız, düşmeyeceğiz, Türkiye’yi kesinlikle düşürmeyeceğiz”

Türkiye üzerinde oynanan oyunlara karşı her zaman dik duracaklarını ifade eden Devlet Bahçeli, “Kılıçdaroğlu’na diyorum, yabancı dostlarının tuzağına düşme, zira başaramayacaksın. HDP’nin eşbaşkanlarına sesleniyorum, emperyalist efendilerinize aldanmayın, zira başaramayacaksınız. İP’in ve diğer marjinal partilerin başkanlarını uyarıyorum, ona buna ümit bağlamayın, melun amaçlarınıza kesinlikle ulaşamayacaksınız. Set olacağız, bariyer olacağız, baraj olacağız, kale olacağız, sur olacağız, duvar olacağız, Plevne’deki direniş, Kocatepe’deki dirayet, Çanakkale’deki şehadet olacağız, zilletin önünü keseceğiz, oyunlarını bozacağız. Bayrak olacağız, sancak olacağız, vatan olacağız, düşmeyeceğiz, Türkiye’yi kesinlikle düşürmeyeceğiz. Bir olacağız, kardeş olacağız, büyük bir aile olacağız, Türk milletinim kahramanca duruşuyla ayrık otlarını kurutup bölünme umudu taşıyanları hayal kırıklığına uğratacağız. Mert olacağız, ahlaklı olacağız, erdemli olacağız, tavizsiz olacağız, adam gibi adam olacağız, serdengeçti bir yürekle Türkiye’yi sonuna kadar muhafaza ve müdafaa edeceğiz” ifadelerini kaydetti.

Anahtar Kelimeler:

YAZARLAR