Başlığa bakarak bu yazıya bakan kimseler, aradığınızı bulamayacağınızı düşünüyorum, bu yazıda sizi stresten kurtaracak hiçbir şey bulamayacaksınız, bunu peşinen belirteyim.
Bana ait bir başlık değil. Eğitim adını kullanarak, belki biraz da sınav öncesi birkaç bin fazla kişi tarafından tıklanma ötesinde bir kaygı taşımayan eğitim (!) sitelerinin işi bu.
Ben görünce şöyle iyi bir tebessüm ettim. İçim kahkaha atıyor, gülmemek için kendimi zor tutuyorum. Başarısızlığa bulunan kılıfın adı stres.
Sınava giren kardeşlerimden bir ricam var.
Aman, streslenmeyin, gençler!
Çıkın sınavdan, hiç heyecan yapmadım deyin!
Arkadaşlarınızın size bol şans, başarılar dilemesi boşa gitmesin!
Yediğiniz okunmuş kuru üzümler zihninizi açsın!
Dershane öğretmenlerinizin emekleri boşa gitmesin, yüzleri kara olmasın!
Size inen hatimler hürmetine başarın şu işi!
Bakın ülkenin her yerinde Cuma’da eller sizin için semaya kaldırılıyor. “Allah’ım sınava girecek “bütün” çocuklarımıza zihin açıklığı ver diyen “ duaya hepimiz amin diyoruz.
Hadi gençler , size sorulan soruların tamamını yapın!
Birincisi, sonuncusu aynı olsun şu sınavın!
Bakalım, o zaman topu kime atacaklar!
Suçu kimde bulacaklar!
Size ne öğüt verecekler!
Ne kadar kolay değil mi! Biraz bilimsel gözüksün diye 7/ 10 aday stresten kaybediyor diyebilmek. Oysa, bu kazanana göre bir değerlendirme ise 5 / 10 kişi zaten üniversiteye yerleşiyor.(Ön lisans dahil) Yok, istenilen bölüme göre ise çocuklarımızın neredeyse tamamı kaybeden. Nereden bakarsanız, tuhaf bir istatistik.
Sınav olmaktan “gerçek sınavı” unutmanın eşiğine geldik. Başbakanımız, sınavlar kalkacak derken akademik camianın önde gelenleri, mevcut sistemin en adil olduğundan dem veriyor.
Beyler, balığı ağaca tırmandırmanın neresi adil?
Uzman, psikolog, danışman, rehberlikçi denilen bir güruh hala strese dair reçete sunuyorlar.
Kuşa yüz derseniz zavallı nasıl stres yapmasın!
Gene de suç streste mi? Yok, yok pes değil.
Bir fıkra ile devam edelim:
Adamın biri papağan almaya gitmiş bir papağan görmüş, kaç lira diye sormuş satıcı 5 lira demiş. Adam niçin demiş. Satıcı, çünkü bu bir dil biliyor demiş. Adam başka bir papağanın fiyatını sormuş, satıcı 10 lira demiş. Adam sebebini sormuş, satıcı çünkü bu da iki dil biliyor demiş. Adam, bu sefer kel kuru bir papağanın yanına yaklaşmış ve fiyatını sormuş. Satıcı, 20 lira demiş. Adam sebebini sorunca satıcı valla ben de bilmiyorum ama bu ikisi buna “hocam”diyor demiş.
Sınavların olmadığı günler dileğiyle ….
