Sema Coşkun ÜNAL


Neden mi Başkanlık?

Neden mi Başkanlık?


Bir önceki yazımda Başkanlık Sisteminin gerekliliğini yüzeysel olarak  anlatmıştım. Daha derine inmem, onu uzmanlarına bırakırım. Ama aklım yettiğince de bu konuyla ilgili araştırma yapmaktan da geri duracağımı sanmam.

Türkiye'de kurulmuş ve itekleyerekte olsa ilerleyememiş Koalisyon dönemlerinin ömürlerinden bahsedecektim.
Şununla başlayalım..

Türkiye'de bu zamana kadar yapılan  Koalisyonların faydası değil zararları olmuştur.  Ülkeyi fetret dönemine götüren bu yönetim şekli, ayağa kalkmak isteyen milletimize sadece pranga görevi görmüştür.
Koalisyonla yönetildiğimiz dönemlerde ekonomimiz dibe vurmuş, vesayet sistemi şaşalı günlerini yaşamış, siyaset ticarete ve pazarlığa dönüştürülmüş , kepenk kapatan esnafların intiharlarına , geçim derdiyle cinnet geçiren kişilerin aile faciaları yaşatmalarına vs. çok çeşitli olaylara arşivlerimiz şahitlik etmektedirler. .

1960'lardan bu yana yapılan Koalisyon Hükümetlerine bakıp yaşanılan istikrarsızlık ve kaos ortamlarını hatırladığımızda endişelerimiz daha fazla artmaktadır.

Başkanlık Sisteminin gerekliliğini birkez daha hatırlatarak, Türkiyenin en sancılı olduğu dönemlere şöyle bir bakış atmaya ne dersiniz?!..

* CHP - Adalet Partisi Koalisyonu 1961-1962
10 Kasım 1961 yılında Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel tarafından , Malatya Milletvekili İsmet İnönüye Koalisyon kurma görevi verildi. Sıkça yaşanan uyumsuzluklar ve siyasi bunalımlar sebebiyle İnönü Hükümeti 7 ay varlığını koruyabildi.

* 1962-1963 Cumhuriyet Halk Partisi- Yeni Türkiye Partisi- Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi ve Bağımsız Milletvekilleri Koalisyonu

Yine İsmet İnönü'nün başını çekmesiyle kurulan bu koalisyon hükümeti de bir önceki hükümetteki sorunları da beraberinde getirdi. İçinden çıkılmaz hale gelen sistem duraksadı ve İsmet İnönü'nün istifasıyla bu hükümette son buldu.

* 1963-1965 Cumhuriyet Halk Partisi - Bağımsızlar Koalisyonu
İsmet İnönü tarafından kurulan CHP- Bağımsızlar Koalisyonu varlığını güçlükle yalnızca 2 sene sürdürebilmiştir.

* Ocak 1974- Kasım 1974 CHP - Milli Selamet Partisi
Bülent Ecevit tarafından kurulan hükümetinde Koalisyon ömürü 10 ay sürmüştür.

* 1975-1977 1. Milliyetçi Cephe Hükümeti
Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel tarafından kurulmuştur. AP-MSP-MHP ve CGP Koalisyonuyla , CHP'nin iktidar olmaması için oluşturulmuştur. Bu birlikte yaklaşık 2 sene ayakta kalabilmiştir.

* 1977-1978 2. Milliyetçi Cephe Hükümeti
Dışardan uyumlu görünselerde içten içe kaynayan ve  bir önceki Hükümetin devamı olan bu koalisyon hükümeti de , CHP'nin çoğunluğu kazanmasıyla yeniden düşürüldü.

* 1991-1993 DYP - SHP Koalisyonu
17 Nisan 1993'te Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümü ve Başbakan Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanı seçilmesiyle bu hükümette sonlandırılmıştır.

* 1993-1995 DYP - SHP Koalisyonu
İstanbul Milletvekili Tansu Çiller tarafından kurulmuştur ve 2 sene sürmüştür.

* Mart 1996 - Haziran 1996  Anap- DYP Koalisyonu (ANAYOL)
Rize Milletvekili Mesut Yilmaz kurmustur. 3 aylik bir ömürü olmustur.

* 1996-1997 Refah Partisi - DYP Koalisyonu ( REFAHYOL)
REFAHYOL Hükümeti 28 Şubat Postmodern Darbe kararlarıyla istifaya zorlanan hükümet olarak tarihe geçmiştir.

* 1997-1999 Anap-DTP-DSP (ANASOL-D) Koalisyonu
CHP'nin disardan destekleyerek kurulduğu Hükümet, yine CHP'nin desteğini çekmesiyle düşürüldü.

* 1999-2002  DSP-MHP-ANAP Koalisyonu
28 Mayıs 1999 tarihinde imzalanan protokol ile kuruldu. 2000 ekonomik krizi, Kara Çarşamba adıyla tarihe geçen kriz, İmralı’daki teröristbaşının idamdan kurtarılması gibi sebepler sonucu ülke kaosa sürüklendi ve erken seçim kararı alındı. 3 Kasım 2002 seçimleri sonucunda Ak Parti tek başına iktidar olmuş ve bu koalisyon hükümetinin temsilcisi üç parti meclis dışı kalmıştır.

İşte verdiğimiz bu örnekler yakın tarihimizden alınmaktadır. Mevcut partilerin sistemi ilerletmekten ziyade kilitleme konusundaki kaabiliyetlerini görmezden gelemeyiz.

Ve bunca tıkanmışlığın, gelecek nesillerin yolunun açılmasının Başkanlık Sistemine bağlı olduğunu yeniden belirterek , istikrara en büyük darbeyi Parlamenter Sistemin getirdiği Koalisyonla yönetim şeklinin keşmekeşli yanını hatırlatarak bu konuya noktayı koyuyorum.

Esasında yazılarımda siyasi, politik konulara sıkça değinmeyi düşünmüyorum. Ama Başkanlık Sistemi konusunun gündemde ki ehemmiyetine binaen sizlerde fikir oluşmasına yardımcı olabileceğini düşünerek köşeme taşıdım.

Müslümanın tarafsız olamayacağı bilinciyle..