Ünlüler çok sevildiklerini, çok beğenildiklerini düşünürler.
Tehlikeli bir ruh halidir bu!
Bir anda hezeyana dönüşüverir.
Biraz gülümseseler her yanda güller açacağına; biraz ağlasalar herkesin üzüntüden kahrolacağına inanırlar!
Kanlı canlı sevilmek ile hayran olunmanın bambaşka şeyler olduğunu ünlülere anlatmak zordur.
Oysa...
Sevgi kırılıp dağılır veya solar.
Ama hayranlık farklıdır. Hayranlık iki ucu keskin bıçak gibidir.
Bir ucu gündelik hayatlarımıza çıkar: Aşkın kılavuzudur!
Öteki ucu alttan alta düşmanlık duygusunu kışkırtır!
Ünlülerin en zor aştıkları hayal kırıklığı tam bu noktadır işte!
Kendilerine beslenen hayranlık duygusunun altında saklanan alaycı ve kıyıcı ilgiyle yüzleşme noktası...
Ünlülük sanıldığı gibi her zaman 'kolay bir oyun' değildir. Bazen sevgi maskesi takmış ilgi ve elbette yüklüce para karşılığında toplumun 'kurbanlık koyunu' olmak gibidir!
* * *
Kaç gündür Şahan Gökbakar'la ilgili medyada çıkan yorumları takip ediyorum.
Kullandığımız dil ne kadar iğneleyici! (Buna benim bir iki değinmem de dahil!)
Kimsenin şişmanlığıyla dalga geçmeyi aklına getirmemiş 'ince' insanlar bile...
Şahan'ın balkon görüntülerini şişmanlığa vurgu yaparak yorumlamaktan özel bir haz alıyorlar!
Herkes öylesine atak bir eleştirellik ve ölçüsüz alaycılık içinde yaklaşıyor ki, şaşırıyorum.
Yazının devamını okumak için tıklayın