İnci ÇELİK


Hazır Aklıma Gelmişken: MERHABA

Hazır Aklıma Gelmişken: MERHABA




Daha yeni başlamışken, nezaketten-görgüden uzak düştüm bile sizinle; 'dan' diye daldım aranıza. Selamsız sabahsız sanmanız doğal beni. Daha geç olmamışken henüz; tanışmak gerek değil mi?

Önce belirtmek isterim ki, tanışma fasıllarına alışamadım hiç. Gittiğim iş görüşmelerinde dahi tutulurum hep. Nereden başlayacağımı bilemem. Koca bir insan ömrünü anlatmaya nereden başlanır ki hem?

Hal böyle olunca; anlatacak pek de fazla bir şey kalmıyor aslında…

Karadeniz’in doyulmaz yeşilliği arasında geçti çocukluğum
Dik yamaçlarda kaydırak oynamaya can atarak,
Annemin en haşarı çocuğu olarak büyüdüm ben.
Her büyük gibi çocukluğumu özlemekten hiç bıkmadım.
Yıllar geldi geçti, okullar okulları kovaladı,
Nihayet 2009'da üniversiteyle de yollarımı ayırdım.
Şimdi bir işim var ve iyi sayılabilecek bir hayatım.
Gördüğüm güzellikleri sizlere de göstermeyi,
Farkına vardığım yanlışları -belki düzelteniniz çıkar ya hani-
Sizlere de aktarmayı görev bildim hep.
Yazıyı -şükür ki- hep çok sevdim.
Okumanın yazmaktan evla olduğunu hiç aklımdan çıkarmadım
Ama yazı müsveddelerim çoğaldıkça çoğaldı
Yarım kalan hikâyeler çoğaldıkça çoğaldı...
Ve ben hep daha iyi olacak dedikçe
İyi yazılar yazmaya başlayacağım dedikçe
Yerimde saydım da saydım...
Umut tükenmez biz 'Havva'larda
Umut yüreklerimizi diri tutan yegâne varlık
Daha iyilerini de yazacağım günü gelecek,
 Daha iyilerini de okuyacaksınız, günü gelecek...
Hem inanmak da bir meziyet...

Her neyse…

Lafı daha fazla uzatmadan şimdi:
Bilmeniz gereken bir mevzu var.
Bazen, yüreğime değenler sizin yüreğinize de değsin diye sırf
Anlatmak isterim,
Susturmaya kalkarsanız;
İşte bu hoşuma gitmez,
Karadeniz damarım tutar,
Yüksek ihtimal kavga ederiz,
Sonra “hayat işte böyle bir şey” der geçerim…

Unutmadan;
Esselam…
Merhaba; geniş ve mamur yere geldiniz, rahat ediniz :)