Ziya TÜRK


Gerçekten Beraat Etmek İstiyor muyuz?

Gerçekten Beraat Etmek İstiyor muyuz?


Bu gece Müslümanlar için önemli gecelerden bir gece..  

Haram ayların içerisinde, savaşmanın, kan dökmenin, didişmenin, çekişmenin yasak olduğu, kılıçların, silahların bırakılıp huzurun ve sükûnetin yaşanması gereken mübarek üç ayların ikincisi. Hicri 1441 yılının Şaban ayının 15'inci günün ilk dakikalarındayız. Miladi 08 Nisan 2020 Salı’nın ilk dakikaları.

BERAT NE DEMEK?
Berat (Berâet), Arapça'da temize çıkma anlamına gelir. Yani aklanmak, günah defterlerini bir daha açılmamak üzere kapatmak, kendisi ile nefis muhasebesi yapmak, özeleştiri yapmak, hallerini iyileştirmeye niyet etmek. Bunu en kalbi duygularla ve kararlılıkla yapmak, bu niyetini ortaya koymak ve duasının kabul edilmesi için o andan sonraki hayatını bu niyetine göre yaşamaya karar vermek ve gayret etmek.

BERAAT ETMEYE NİYETLİ VE  KARARLI MIYIZ?
Aslında insanoğlu gerçekten samimiyetle beraat etmek istiyor mu? Yoksa istiyor gibi mi görünüyor? Her birimiz beraat etmek için neleri terk etmeye karar veriyoruz, neleri bir daha işlememek üzere geride bırakıyoruz, temiz bir sayfa açıp yeni bir başlangıç yapmakta ne kadar samimiyiz?

Yazıyı yazan ve okuyanlar olarak kendimize soralım 'Gerçekten, beraat etmek istiyor muyuz?'

Samimiyetle ve kararlılıkla; 
Günahlardan, 
Kötülüklerden, 
Art niyetten, 
İkiyüzlülükten, 
Gizli planlardan, 
Saklanan yüzlerden, 
Kirli hesaplardan, 
Hesabi hal ve hareketten, 
Gıybet etmekten, 
Suizanda bulunmaktan, 
Haset etmekten, 
Fitne fesat ateşini yakıp körüklemekten, 
Yalancıların, sahtekârların, milletin malına ve hakkına çökenlerin dalkavukluğunu yapmaktan, 
Yalancı şahitlik yapmaktan, 
Az bir dünya menfaati karşılığında inancını ve değerlerini satmaktan, 
Hak etmeden elde etmek istenilen menfaatler için ona buna kul köle olmaktan,
İnanıyormuş gibi yapıp insanları kandırmaktan, 
Ticaretinde hile yapmaktan, 
Ahde vefa göstermemekten, 
Sözünde durmamaktan, 
İnsanları aldatmaktan,
İçi başka dışı başka olmaktan, 
Fakirin fukaranın hakkını yemekten, 
Vitrinde Allah deyip kapalı kapılar arkasında yallah demekten, 
Başkalarına zoru tavsiye edip kendine kolayı tercih etmekten, 
Allah'ı unutup, kimsenin olmadığı yerde her türlü haltı yemekten, 
Yüzüne güldüklerinin arkasından kuyusunu kazmaktan, 
Bencillik yapmaktan,
Kendi kusurlarını yok sayıp çevresindekilerde kusur aramaktan, 
Allah’tan daha çok sevip hayatında putlaştırdıklarından, 
Haram mal ile abdest alıp şekilde namaz kılmaktan ve hacca gitmekten, 
Üzerine çöktüğün kamu malı ile hayır hasenat yapıyormuş gibi görünme küstahlığıdan, 
Kul hakkı yemekten, 
Yetkini kötüye kullanmaktan,
Hizmet için geldiğini söylediğin makamları menfaatin için kullanmaktan,
Egon ile etrafına kibirlenmekten
Kendini beğenmişlikten,
İftira atmaktan,
Yalan söylemekten, 
Nasıl kazandığından çok ne kadar kazandığına bakmaktan, 
İnsanlara değerine göre değil, servetine ve ederine göre kıymet vermekten, 
Şeytanın askeri olmaktan, 
Helal ve haramı hafife almaktan, 

Ve daha nice bilerek veya bilmeyerek işlediğimiz hata, kabahat ve günahlardan vazgeçip, bir daha işlememe sözü vererek, pişman olarak, helalleşerek, tövbe ederek, tövbemizin kabul olması için, samimi dua ederek kurtulmak istiyorsak, o vakit beraatımız ve gecemiz mübarek olsun.. 

TEK SEÇENEK SAMİMİYET
Ben kabaca toplumda şikayet edilenleri sıralamaya çalıştım.. Herkes kendi günah, kabahat ve hatalarını iyi bilir.. Allah bizi bizden iyi bildiğine ve bize şah damarımızdan daha yakın olduğuna göre, O'nu kandıramayız. Mazlum ile Allah arasında perde yoktur, onun için mağdur ettiğimiz ve mazlum durumuna düşürdüğümüz insanları da kandıramayız.

Kandırsak kandırsak, sadece kendimizi kandırırız.. Onun için başta koronavirüs illeti olmak üzere tüm sıkıntılardan kurtulmak için samimiyetten başka seçeneğimiz yok.

Samimiyetle ve kararlılıkta beraat etmek isteyenlere selam olsun..