Murat ÇAKIR


Dünyaya iğne deliğinden bakamazsınız!

Dünyaya iğne deliğinden bakamazsınız!


Şahsım olarak özellikle “bölge ekonomisi”  alanında hayal kırıklığı yaşadığımı belirtmem gerekir. Bu hayal kırıklığı üretilen ürünün ve verilen hizmetin kalitesi ile alakalı olmayıp, ürünü üretenlerin, hizmeti verenlerin bakış açıları ile alakalı.

Daha önce zaman zaman farklı vesileler ile Doğu Anadolu Bölgesi’ni dolaşma fırsatı yakalamıştım.

Ancak en son “Doğunun Markaları Gazetesi “ için bölgeyi 10 güne yakın bir süre, ekip arkadaşlarımız ile beraber detaylı bir şekilde inceleme fırsatı yakaladık.

Tabi ki doğal olarak bu gezi sonrası bölge ile ilgili olarak ekip arkadaşlarımızın hepsinin kafasında farklı fikirler oluştu.

Şahsım olarak özellikle “bölge ekonomisi” alanında hayal kırıklığı yaşadığımı belirtmem gerekir. Bu hayal kırıklığı üretilen ürünün ve verilen hizmetin kalitesi ile alakalı olmayıp, ürünü üretenlerin, hizmeti verenlerin bakış açıları ile alakalı.

Evet, ne yazık ki Doğu Anadolu Bölgemizde; idarecilerin, ekonomiye yön verenlerin, yönettiği, idare ettiği alanı bölge ve Türkiye pazarında tanıtma konusunda “biz de burada standartların üzerinde ürün üretiyoruz, rekabet yarışında bizde varız ” deme medeni cesareti konusunda ciddi bir bakış açısı sıkıntısı olduğunu gördüm.

Oysaki son gezimizde bölge içinde öyle markalar gördük ki, değil Türkiye, Dünya standartlarında üretim yapmaktalar, hizmet vermekteler.

Ürün veya hizmet kalitesi açısından Türkiye standartlarının üzerinde olan böylesi firmaların kendilerini sadece bulunduğu kent ile sınırlandırmak istemeleri, bölgeye açılmaktan korkmaları hakikaten çok acı.
Dünyaya İğne deliğinden bakamazsınız!
Başınızı kuma gömemezsiniz!

Bu bölgede üretiyor, bu bölgede çalışıyorsanız bu bölgede ile ilgili kötü imajı, yanlış algıyı yok etmek zorundasınız.

Bölge halkı, bölge esnafı, nerede, ne üretildiğini, üretilen ürünün kalitesini bilmiyor.

Doğal olarak da halk, gerek radyo televizyon ve gerekse gazeteler aracılığı ile yayınlanan büyük firmaların sürekli reklâmları ile yönlendiriliyor.

Halk alışverişe çıktığı zaman kendi ilinde yâda bölgesinde kalitesi ile Türkiye standartlarının üzerinde bile üretilen ürüne soğuk bakıyor. Çünkü tüketicinin zihninde sürekli yapılan reklamlarla ismi ve markası kazınmış ürünler var.

Emin olun öyle markalar bilirim ki, kalitesi, kıvamı, lezzeti, hijyenik olma konusunda raflardaki diğer ürünlerden çok ama çok daha kaliteli. Ancak alışverişte halkın bu markadan kalite konusunda çok daha düşük markaları tercih ettiğini gördüm. Sırf reklâmlarda görmüş, duymuş diye.

Peki, bu kimin hatası?

Bu tamamıyla firmalarımızın, kurumlarımızın ya da ilgili yerlerin hatası.
Siz kendinizi anlatmaz yâda anlatamazsanız, birileri buradan doğacak boşluğu dolduracaktır.

Firmanız Türkiye standartlarında, üretiminiz, ürününüz Türkiye standartlarında ancak pazarlama mantığınız çok ama çok yerel olunca, tabiî ki halk sizi ve ürününüzü tercih etmeyecektir.

Anlamıyorum!

Bazı firmalarımızın Doğu Firması olarak anılmaktan, algılanmaktan korkmalarını ve utanmalarını anlamıyorum doğrusu.
 
Evet, yanlış duymadınız! “Korkma ve utanma” dedim.

Özellikle bazı büyük firmalarımız ürünlerini yâda hizmetlerini gerek bölge içinde veya gerekse bölge dışında pazarlarken, doğulu bir firma imajı vermekten kaçınmaktadırlar.
Bu amaçla merkezlerini Ankara’ya taşımak, isimlerini yabancılaştırmaktadırlar.

Kendilerine bunun sebebi sorulduğunda verilen cevap hakikaten çok ilginç.

Doğulu firma olunca batıdaki ihalelerde sıkıntı çekiyormuşuz. Ya da doğulu firma demek kalitesiz ürün demek, bozuk işçilik demekmiş… Ürünün doğuda üretilmesi kalitesi ne olursa olsun negatif olarak halka yansımakmış.

İş böyle olunca doğal olarak halkta kendi bölgesinde üretilen ürüne verilen hizmete soğuk bakıyor, kendi ürününe, burun kıvırıyor.

Etiketinde sırf Van, Muş, Bitlis, Ağrı vs. yani kısaca bu bölgede bulunan bir ilin ismi varsa üretilen ürün alınmazmış.

Burada asıl iş tüketiciye değil, üreticiye düşmektedir. Bu algı, ancak yapılacak kaliteli tanıtım çalışmaları ile kırılabilir. Bunun için de, kaliteli ürün kadar üretilen ürünü pazarlayacak, vizyon sahibi ve ufku geniş kaliteli idarecilere, yöneticilere ihtiyaç vardır.

Amacımız siyaset yapmak ya da bölgesel ırkçılık yapmak değildir elbette.

Bölge içinde var olan ekonomik değerlerin bölge içinde tanıtımını yaparak kaynakların aktif kullanılmasını sağlamak ve ekonomik bir hareketlilik oluşturmak. Oluşacak olan bu hareketlilik sonunda da bölgede istihdam oluşturulmasına yardımcı olmak ve bölge ekonomisinin canlanmasına ve gelişmesine katkıda bulunmaktır.

Bu yüzden bizler bölge ekonomisini önemsiyoruz. Bu yayının asıl amacı da bu fikre katkı sağlamaktır.

Gerek bölge içerisinde üretim yapan firmaları ve gerekse bölge dışında üretim yapan ulusal firmaları, kamu kurum ve kuruluşları bölgeye, ekonomimize, insanımıza ve ülkemize faydalı olan bu çalışmaya destek olmaya davet ediyoruz.