Süleyman AKDOĞAN


Bir istifa 'at'

Bir istifa 'at'


  

İspanya Anayasa Mahkemesi yargıçlarından Enrique Lopez motorsikletiyle Madrid’in en işlek caddelerinin birinde kırmızı ışıkta geçince polis tarafından yakalanır. Kontrolde alkollü de olduğu saptanan Lopez görevinden istifa eder.

Böylesi bir haber akıllara “hemen bizde  olsa”  diye başlayan yorumlar getiriyor.

Ya da tam tersi bizde böyle olay yaşansa gelişmiş ülkelerde olsa adam çoktan istifa ederdi kavlinden sözler dilimize pelesenk olur. Kulaklar olayın takip ettiği günlerde en çok istifa sözcüğünü misafir eder.

İstifa denince benim aklıma hep Japonlar gelir. Çocukluğumda büyüklerim nereden öğrenmişlerse bana Japon yöneticilerin istifa ettiğini anlatırlardı. Son zamanlarda  istifa haberleri okuyunca kendimce şu mesajı alıyorum: Bizimkiler de istifa etmeli.

 Belki, sizler de öyle yorumluyorsunuz. Belki, ben bu yüzden “ben olsam istifa ederim” sözlerini  sıklıkla duyuyorum.

Açık yazayım önceden aldığım mesaja   katılıyordum. Şimdi, sorguluyorum. Mesela, gelişmiş ülkelerde insanlar neden istifa eder?

Kişinin  toplumsal ya da dini hassasiyetleri ile ilgili düşüncelere takılsam da bu soruya verebildiğim en makul yanıt, o ülke insanının ortalama yaşantısı.  Yukardaki örnekle açıklayacak olursak acaba İspanya’da kırmızı ışıkta geçmek yaygın mıdır değil midir diye düşünmek gerek. Ya da insanların ne kadarı alkollü araç kullanıyor? Bu bilgileri sunmadan  sadece istifa haberi yapmayı ve bunun üzerinden kendi yöneticilerimizi istifaya davet etmeyi samimi bulmuyorum.

Sahi, adı yolsuzluğa karıştı diye istifa eden insanların ülkelerindeki genel yaşantıyı sunmak en doğrusu değil mi?

Acaba o ülkelerde zenginler bedava sağlık hizmetinden yararlanmak için yeşil kart çıkarmak ister mi?

Köylüler, tarım desteği almak için ekmedikleri tarladan para almak isterler mi ya da doluya karşı sigorta yaptırdıkları için dolu yağıyor diye sevinirler mi?

O ülkelerin memurları için salla başı al maşı deyimi kullanılıyor mudur?

O ülkelerde kaç kişi kahvaltılarını iş yerlerinde, çalışma saati içinde yapıyordur?

Mesela, o ülkede çalışan bir memurun hep ne kadar maaş aldığı anlatılırken nasıl çalıştıklarını neden bilmeyiz?

O ülkedeki yöneticilerin vatandaşlık bilinci ne düzeyde gelişmiş ve onlar istifa etmeleri halinde yerine geleceklerin aynı hataları yapmayacaklarından ne kadar emindirler?

Bu sorulardan sonra bir kaç soru da “ben olsam istifa ederdim” diyenlere soralım.

Köylüysen köyünde, memursan işin de ne kadar dürüstsün?

İş adamıysan geçmişi katmayalım sadece bu sene hiç değilse bir kere olsun vergini layıkıyla verebildin mİ?

Ben de hiç kabahat yok diyorsanız özürüm peşin. Hepinizden ama hepinizden özür diliyorum.

Değilse, çözümse hadi sen de istifa et.

Edemiyorsan ortaya bir “istifa lafı at”. Ama ufak at, zira civcivler var.

Zira, “ at”  sahibine göre kişner!