12 Eylül 1980 öncesi binlerce insan siyasi cinayetlere kurban giderken... Evler basılıp üniversiteli gençler koyun gibi boğazlanırken..
Mahalleler, kasabalar, şehirler bölünürken...
Etnik yapısı kamplaşmaya uygun olmayan şehirlerde karanlık eller 'etnik temizlik operasyon'ları düzenlerken...
Medya halkın 'çocuklarımız neden öldürülüyor? Kan neden durmuyor? Olayların arkasında ne var?' diye sormasını önlemek için bin takla atıyordu.
Adına 'anarşi' denmişti bir kere!
Sanki halk bir yerde, anarşi başka yerdeydi! Ateş düştüğü yeri yakıyor ve acı hızla rutinleşiyordu.
Ve ilginçtir...
Ne zaman toplumu saran şiddetin altında yatan tezgahlar siyasetçiler tarafından dile getirilmeye kalkışılsa...
Şiddet daha da artıyordu!
26 Aralık 1978 Kahramanmaraş olayları nedeniyle 13 ilde sıkıyönetim ilan edildi. Sıkıyönetim çatışmayı çözmedi, tersine derinleştirdi.
Sonra darbe oldu.
Yazının devamını okumak için tıklayın
