DERİK KAYMAKAMI MUHAMMET FATİH SAFİTÜRK'ÜN MAKAM ODASINDA BOMBALI SALDIRI SONUCU ŞEHİT OLMASIYLA İLGİLİ BERAAT EDEN 8 SANIĞIN YENİDEN YARGILANDIĞI DAVAYA DEVAM EDİLDİ.
Derik Kaymakamı Muhammet Fatih Safitürk’ün makam odasında bombalı saldırı sonucu şehit olmasıyla ilgili beraat eden 8 sanığın yeniden yargılandığı davaya devam edildi. Duruşma sonrası açıklamalarda bulunan baba Asım Safitürk ile ağabey Ali Haydar Safitürk, dönemin emniyet amirinin olayın sorumlusu olduğunu iddia etti.
Derik Kaymakamı Muhammet Fatih Safitürk’ün şehit edilmesine ilişkin davada Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi, yerel mahkemece 4 sanığa verilen cezayı hukuka uygun bulurken, beraat eden 8 sanığın ise yeniden yargılanmasına hükmetmişti. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinde bugün 8 sanığın yeniden yargılamasına devam edildi. 3. Ceza Dairesinde görülen duruşmaya tutuksuz sanıklar Tahsin Erdaş, Fikret Baği, Vedat Erol, Zinet Erdaş, Mehmet Deniz, Zuhal Dalçin ve avukatları katıldı. İçişleri Bakanlığı ve Mardin Valiliğinden temsilcilerin yer aldığı duruşmayı, şehit kaymakamın babası Asım Safitürk ve ağabeyi Ali Haydar Safitürk ile ailenin avukatlarının yanı sıra Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri de katıldı.
Safitürk’ün telefonu açılmıyor
Duruşma mahkeme başkanının bir önceki duruşmada verilen kararların yerine getirilip getirilmediğine dair bilgi vermesiyle başladı. Başkan, Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın patlama öncesinde binadaki kameraların sökülüp sökülmediğine dair bir bilgilerinin bulunmadığı cevabını verdiğini belirtti. Derik ilçesinde bulunan Çadırkentle ilgili açılan bir soruşturma dosyasının olmadığı bilgisine ulaşıldığını aktaran Başkan, Emniyet Genel Müdürlüğüne bağlı Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığına gönderilen şehit kaymakam Muhammet Safitürk’ün telefonunun sıvı temasına bağlı olarak oluşan orozyon, aşınma ve kısa devrelerden dolayı açılamadığını söyledi. Duruşmada söz alan sanıklar ise bir önceki beyanlarını tekrar ederek beraatlarını talep etti.
"Neden ambulans helikopter kaldırılmıyor"
Sanıkların ardından söz alan baba Asım Safitürk, yerel mahkemenin verdiği kararı doğru bulmadıklarını söyledi. Dönemin emniyet amirinin görevini yerine getirmediğini belirten Safitürk, “Oğlum patlamanın ardından sağlık ocağına götürülüyor. Devletin kaymakamı için neden ambulans helikopter kaldırılmıyor. Patlamadan sonra 4 saat boyunca oyalanıyorlar. O esnada oğlum kan kaybediyor. Görevlilerin büyük ihmali var. Ben hala emniyet amirinin görevde olmasına şaşırıyorum. Amirin olaydan sonraki hareketleri bizi rahatsız etmiştir. Gerekli tedbiri almayan emniyet amirinden şikâyetçiyim” dedi.
"Aradaki bağlantı bulunmalı"
Duruşmada söz alan Şehit Kaymakamın ağabeyi Ali Haydar Safitürk, “Ceza alan kişi terör örgütüyle bağlantılıdır. Ancak patlamayla ilgili bir bağlantı görmedik. 19 defa Mardin’e gittik. Mahkemede delil sayılması gerekenler delil olarak kabul edilmedi. Patlamadan sonra kardeşimin yakın koruması Mehmet’e ‘Sana neden bir şey olmadı’ diye sordum. O da bana ‘Bu olayı emniyet amiri yaptı’ dedi. Bu cümleyi cenazeden sonra da söyledi. Ancak koruma Mehmet bunu mahkemede ifade etmedi. Emniyet amiri olay yerini karartıyor. Emniyet amiri olay yeri inceleme yapılmadan olay yerini yıkatıyor. Biz bu olayı PKK’lıların yapmadığını söylemiyoruz. Biz aradaki bağlantının bulunmasını istiyoruz. Emniyet amiri bu davada tutuklu yargılanmalıdır” ifadelerini kullandı.
Safitürk ailesinin avukatı Önder Balcı ise, sanıkların ceza almasını istediklerini belirterek, “Hakan Kutluay’ın görevi kötüye kullanmadan ceza aldığı dosya incelenirse Kutluay’ın bu olayla ilgili etkisi görülecektir” şeklinde konuştu. Avukat savunmalarının ardından iddia makamı mütalaasını açıkladı. Mütalaada sanıkların suç tarihi öncesinde HTS kayıtlarının incelenerek terör örgütü mensuplarıyla bir iletişim kurup kurmadıklarının soruşturulmasını, İlçe emniyet amiri Hakan Kutluay hakkında Derik Asliye Ceza Mahkemesindeki dosyanın istenmesini, olaydan doğrudan zarar görmeyen Mardin Valiliği, Defterdarlığı ile İç İşleri Bakanlığının dosyadan katılımlarının düşürülmesini talep edildi.
Kısa bir aradan sonra mütalaayı değerlendiren mahkeme heyeti, sanıkların HTS kayıtlarının Emniyet Müdürlüğü ve Jandarma tarafından incelenerek suç tarihinden önce terör örgütü mensuplarıyla iletişime geçip geçmediklerinin tespit edilmesine, Tahsin Erdaş ile Vedat Erol hakkındaki kovuşturma dosyalarının suretlerinin dosyaya alınmasına, Safitürk’ün koruma polisi tanık Mehmet Kahraman hakkındaki dosyanın incelenmek üzerine istenmesine, incelemesi biten telefonunun katılan vekiline iadesine, Mardin Valiliği ve Defterdarlığının katılan sıfatlarının düşürülmesine, Ali Haydar Safitürk’ün taleplerinin değerlendirilmesine ve bir sonraki duruşmanın 12 Ocak’ta görülmesine karar verdi.
"Emniyet amiri bu olayı PKK ile birlikte yaptı"
Duruşmanın bitmesinin ardından Safitürk ailesi Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi önünde basın mensuplarına açıklamada bulundu. Açıklamada konuşan ağabey Ali Haydar Safitürk, ortada büyük bir ihmalin olduğunu kaydetti. O dönemki emniyet amiri olan Hakan Kutluay’ın olayda bir sürü ihmali olduğunu belirten Safitürk, “Bu olayda ismi geçen emniyet amirinin tutuklanması, yargılanması ve olaya katılması gerekmektedir. Çünkü bizzat şehide hakaret eden bir sürü eylem içerisindedir. Şehidin elbisesini, kimliğini, kanlı elbiselerini soruşturmadan kaçırır bir şekilde zamanın kaymakam konağı kalorifercisi ile yani olayla ilgilis olmayan bir kişiyle cenaze günü bize teslim etmiştir. Bu kişi duruşmaya neden katılmıyor? Amir bize hesap soracağını söylemekte ve bizi tehdit etmektedir. En kısa zamanda bunun tutuklanarak bu olayla ilgili yargılanması gerekmektedir. Bu süreçteki tanık beyanları ve elimize geçen belgeler Hakan Kutluay’ın bu olayın organizatörü olduğunu gösteriyor. Bu olayı PKK ile birlikte yaptı” ifadelerine yer verdi.
Adalet Bakanı’na seslendi
Mahkeme çıkışı açıklamalarda bulunan baba Asım Safitürk ise, “Ben emniyet mensuplarını çok seviyorum ve saygı duyuyorum. Ancak oradakiler, her gün nöbette olanlar, görevli olanlar neredeydiler, ne yaptılar? Ben hükümetten şunu istiyorum. Devleti temsil eden bir kaymakam makamında katlediliyor. Ancak hala olayı kimin işlediği belli değil. Bir tek adam tutukludur. Benim oğlum canice, haince, suçu yokken acımasızca makamında katledildi. Bunun sonucunda bir tek kişiye 2 kez ağırlaştırılmış müebbet cezası veriyorlar. Ben buna inanmıyorum. Adalet bakanına sesleniyorum katillerin meydana çıkması lazım. Ben sadece bunu istiyorum. Çocuğumun katillerini istiyorum. Benim çocuğum devlete hizmetten başka bir şey yapmadı" diye konuştu.