Tarih: 11.07.2020 13:31

86 yıl sonra pranga kalktı

Facebook Twitter Linked-in

Danıştay 10. Dairesi, günlerdir beklenen Ayasofya kararını dün açıkladı. 1934 yılında Bakanlar Kurulu tarafından alınan Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülmesi kararı iptal edildi. Artık Fatih Sultan Mehmed'in emaneti Ayasofya'nın tekrar camiye dönüştürülmesi için bütün engeller kalkmış oldu.

DANIŞTAY SAVCISI, “REDDEDİLSİN” DEMİŞTİ
Davanın 2 Temmuz'da yapılan duruşmasında davacı dernek tezlerini savunurken Cumhurbaşkanlığı da kararı mahkemenin takdirine bırakmıştı. Danıştay Savcısı ise söz konusu Bakanlar Kurulu kararının verildiği tarih itibarıyla hukuka uygun olduğunu belirterek “Ayasofya hakkındaki karar geçmişte Bakanlar Kurulu tarafından alınmıştır. Ayasofya'yı açmak Bakanlar Kurulunun yani Cumhurbaşkanlığının takdirindedir, bu nedenle davanın reddi gerekir” demişti. Daire Başkanı Yılmaz Akçil de kararın daha sonra açıklanacağını belirterek duruşmayı sonlandırmıştı.

CAMİ DIŞINDA KULLANIMI HUKUKEN MÜMKÜN DEĞİL
Karar dün açıklandı. Daire'nin ‘oy birliği' ile aldığı kararın gerekçesinde Ayasofya'nın, statüsü muhafaza edilerek hukuk düzeniyle güvence altına alınan, mazbut vakıf niteliğindeki Fatih Sultan Mehmet Han Vakfının mülkiyetinde olduğu vurgulandı. Ayrıca Ayasofya'nın, vakfedenin iradesi gereği sürekli şekilde cami olarak kullanılması için toplumun hizmetine sunulduğu, tapu belgesinde de cami vasfı ile tescilli bulunduğuna dikkat çekildi. Gerekçede şöyle denildi:
Devletin, vakıf varlığının, vakfedenin iradesine uygun olarak kullanılmasını sağlama yönünde pozitif yükümlülüğü, vakıf mal ve hakları ile ilgili olarak vakfedenin iradesini ortadan kaldıracak şekilde müdahalede bulunmama yönünde de negatif yükümlülüğünün bulunduğu kuşkusuzdur. Vakfa ait taşınmaz ve hakların vakfiyesi doğrultusunda istifadesine bırakıldığı toplum tarafından kullanılmasına engel olunamayacağı, vakıf senedinde sürekli olarak tahsis edildiği cami vasfı dışında kullanımının ve başka bir amaca özgülenmesinin hukuken mümkün olmadığı sonucuna varıldı. Ayasofya'nın cami olarak kullanımının sonlandırılarak müzeye çevrilmesi yönünde tesis edilen dava konusu Bakanlar Kurulu Kararı'nda hukuka uygunluk görülmemiştir. Bakanlar Kurulu Kararı'nın iptaline oy birliği ile karar verildi.

FATİH BEDDUA ETMİŞTİ
∂ 537 yılında açılan Ayasofya 915 yıl kilise, 481 yıl cami, 86 yıl da müze olarak kullanıldı. Fatih Sultan Mehmed, İstanbul'u fethettikten sonra Ayasofya'yı camiye çevirdi ve ilk cuma namazını burada kıldı. O tarihten itibaren Ayasofya, Osmanlının saray camii olarak kullanıldı. Yavuz Sultan Selim Han, Mısır ve Arap Yarımadası'nı fethettikten sonra hilafet hırkasını burada giydi. Fatih Sultan Mehmed, Ayasofya Camii Vakfiyesinde “Her kim ki, vakfiyede değişiklik yaparsa Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti üzerine olsun” diye beddua etmişti. Buna rağmen cumhuriyetin ilk devirlerinde Ayasofya oldubitti ile müzeye dönüştürüldü. İlk Türkçe ibadet denemeleri burada yapıldı.

DİYANET'E DEVREDİLDİ
Bakanlar Kurulu Kararı'yla ve dönemin Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün imzasıyla 1934'te müzeye dönüştürülen Ayasofya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla ibadete açılması için Diyanet İşleri Başkanlığına devredildi.  Resmî Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı'nda Ayasofya Camii'nin müzeye çevrilmesi hakkındaki 1934 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nın Danıştay 10. Dairesinin kararıyla iptal edildiği hatırlatıldı. Bu kapsamda Ayasofya Camii'nin yönetiminin 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un 35. maddesi gereğince Diyanet İşleri Başkanlığına devredilerek ibadete açılmasına karar verildiği belirtildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sosyal medya hesabından söz konusu Cumhurbaşkanı Kararı'nı “Hayırlı olsun” notuyla paylaştı.

ŞİMŞİRGİL: DANIŞTAY YANLIŞI DEĞİŞTİRDİ
Yazarımız Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Danıştay'ın verdiği kararla yanlışı temelden değiştirdiğini söyledi. Şimşirgil, şunları söyledi:  Ayasofya'nın cami olması, Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u fethettiğinde almış olduğu ilk karardır. Bir anlamda Ayasofya fethin sembolü olarak görülür, “kılıç hakkı” olarak değerlendirilir. Dolayısıyla Ayasofya 'İstanbul bizimdir' demenin dayanağıdır. Bu itibarıyla baktığımızda, Batı da geçtiğimiz asırda İstanbul'u işgal ederken ilk olarak Ayasofya'ya yönelmiştir. Hatta Sultan Vahideddin Han, özel muhafız kıtasını Ayasofya'nın korunması için görevlendirmiştir. Batı, bir türlü Ayasofya'nın camiye çevrilmesini hazmedememiştir. Ayasofya müzeye çevirilince milletimizin ruhunda derin yaralar açıldı. Bu karar, baştan sona bir hukuk skandalıydı. Çünkü Ayasofya, özel bir mülktür ve kıyamete kadar vakıftır. Hiç kimse hukuken vakfiyeyi bozamaz. Bu yüzden 1934'te Ayasofya'yı Maarif Vekâletine bağlamak suretiyle müze yaptılar. Seksen altı yıldır hukukun bunu bozması gerekiyordu. Dolayısıyla bugün Danıştay 10. Dairesi son derece sağlam bir gerekçeyle yanlışı temelden değiştirdi.
​Türkiye Gazetesi




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —