Nefes darlığı ve çabuk yorulma ‘kalp yetersizliği’ belirtisi olabilir

ACIBADEM ESKİŞEHİR HASTANESİ KARDİYOLOJİ UZMANI UTKU ŞENOL

Eskişehir 12.09.2020 10:49:55 0
Nefes darlığı ve çabuk yorulma ‘kalp yetersizliği’ belirtisi olabilir
Tarih: 01.01.0001 00:00

Gün içinde çabuk yoruluyorsanız ve nefes darlığı yaşıyorsanız, ‘kalp yetersizliği’ sorunu ile başa çıkmak zorunda kalabilirsiniz.

Çabuk yorulma ve nefes darlığı gibi şikayetler, kalp yetersizliğinin başlıca belirtileri olarak öne çıkıyor. Birçok vatandaşın korkulu rüyası olan kalp yetersizliğinde ise kullanılan ağrısız ve acısız yöntemler ile hasta sağlığına kavuşabiliyor. Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Utku Şenol, konu ile alakalı önemli bilgiler verirken, el bileğinden yapılan anjiyo ile hatların 2 saat içerisinde gündelik hayatlarına dönebileceklerini ifade etti.

“Kalp yetersizliği özellikle nefes darlığı ve buna eşlik eden çabuk yorulma gibi sebeplerle ortaya çıkmaktadır”

Kardiyoloji Uzmanı Şenol, kalp yetersizliğinin en önemli belirtilerinin çabuk yorulma ve nefes darlığı olduğuna dikkat çekerek, “Hastalarda en çok karşılaştığımız sebep, nefes darlığı ve çabuk yorulma ile birlikte ileri dönemlerde bacak şişliği, karın şişliği, hazımsızlık şikayetleri gece uykuda nefes darlığı ile uyanma şikayetleri oluyor. Eğer kalp yetersizliği şüpheleri varsa hastaların, bu bulguları hissediyorlarsa, mutlaka bir kardiyoloji hekimin başvurmaları gerekmektedir. Bize başvuran hastalardaki en büyük şikayet sıklığı nefes darlığı ve çabuk yorulma şekilde oluyor. Bu hatlar geldiğinde yapılması gereken ilk iş kalbe ultrason yaparak tanısının konulması gerekmektedir. Eğer kalp performansında bir düşüklük saptarsak, kalp yetmezliği tanısı koyarsak bunun alt nedenlerinin yüzde doksanı kalp damar problemleridir. Bu hastaların mutlaka kalp damar sağlıklarına bakarak anjiyo grafiklerinin değerlendirilmesi gerekir. Anjiyo grafiği sonrası eğer kalp damarları tıkalı ise, yapılan balon stent uygulaması ile damar açıldıktan sonra, hastaların optimal tedavileri başladıktan sonra, kalp yetersizliğinin tedavisi başlanmış olur” ifadelerini kullandı.

“El bileğinden anjiyoda işlemden 2 saat sonra hastanın normal hayatına dönebiliyor”

Son dönemlerde en çok el bileğinden anjiyonun tercih edildiğini ve hastanın işlemden 2 saat sonra normal hayatına devam edebileceğini belirten Kardiyolog Şenol, “Yüzde 10 gibi hastalarda ise direk kendi hastalığına bağlı damar problemi olmaksızın kalp yetersizliği görülür. Bu hastalarda onlar özel ilaç tedavileri, özellikle son dönemlerde kalp yetersizliği için çıkan yeni ilaç tedavileri başta olmak üzere kalbi destekleyeni kalp şoklama cihazları dediğimiz kalp pilleri ile birlikte tedavi programlarının planlanması gerekmektedir. Kalp anjiyosunu yapmamızın pek çok nedeni var ama bunların başında damar hastalıkları şüphesi olan hastalarda, kalp krizi geçiren hastalarda, kalp yetersizliği olan hastalarda kalp anjiyoları yaparak tedavi planlamalarını yapmaktayız. Anjiyo için iki temel yol var. Bir tanesi kasıktan, diğeri ise el bileğinden yapılıyor. Kasıktan olan daha klasik bir yöntem. Kasık damarı hekimler için işlem kolaylığı sağlamakla birlikte Hasta konforu ve komplikasyon açısından, işlem sırasında hastanın başına gelebilecek yan etkiler açısından daha riskli olduğu için artık el bileğinden anjiyoyu tercih ediyoruz. El bileğinden anjiyonun avantajı el bileğini kesen 2 ayrı damar olduğu için bir damar hasarı olduğu zaman diğer damarın eli beslemesi ve problem çıkmasının önüne geçmesini sağlıyor. El bileğinden anjiyo yapılan hastalar için sadece bir kan alır gibi iğne hissi dışında bir rahatsızlığın olmaması, işlem süresinin kısalması ve işlemden 2 saat sonra hastanın normal hayatına dönebilmesi sebebiyle ciddi bir hasta konforu sağlıyor. Aynı zamanda kanama riski açısında kasıktan yapılan anjiyo açısında çok daha az risk bulunuyor. El bileğinden anjiyo işlemlerinde hastaya bir uyutma işlemi yapılmasına gerek yoktur. Hastalarla daha çok konuşarak yapılan bir işlemdir. Aynen kan almak gibi basit bir işlemdir. Risk itibariyle normal anjiyolardan bir farkı bulunmamaktadır” açıklamalarında bulundu.


Anahtar Kelimeler:

YAZARLAR