“Karamanlılar: Anadolulu Ortodoks Türkler” konferansı

Trakya Üniversitesi, Balkan Araştırma Enstitüsü tarafından düzenlenen “Karamanlılar: Anadolulu Ortodoks Türkler” başlıklı çevrim içi konferansta İstanbul Üniversitesi’nden Doç. Dr. Nilüfer Erdem’i konuk etti.

Edirne 9.06.2021 17:05:56 0
“Karamanlılar: Anadolulu Ortodoks Türkler” konferansı
Tarih: 01.01.0001 00:00

Trakya Üniversitesi, Balkan Araştırma Enstitüsü tarafından düzenlenen “Karamanlılar: Anadolulu Ortodoks Türkler” başlıklı çevrim içi konferansta İstanbul Üniversitesi’nden Doç. Dr. Nilüfer Erdem’i konuk etti.

Birçok çalışmasında Yunanca kaynak kullanması nedeniyle alanında Türkiye’de birkaç isimden biri olan İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Nilüfer Erdem “Sorularla Karamanlılar Anadolulu Ortodoks Türkler” başlıklı son kitap çalışmasından hareketle bir konferans gerçekleştirdi.

Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu ve çok sayıda akademisyen ile öğrencinin katılımıyla gerçekleştirilen konferans Balkan Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. İbrahim Kelağa Ahmet’in açılış konuşması ile başladı.

Doç. Dr. Nilüfer Erdem, Karamanlıların Osmanlı millet sistemi içerisinde Türk dilli, Türkçe konuşmaları ve Türkçe dışında başka hiçbir dil bilmemeleri nedeniyle ayrı bir konuma sahip olduklarını belirterek başladığı konuşmasında “Karamanlılar diğer Ortodoks topluluklardan farklı olduklarının bilincine sahiptiler. Karamanlıca kaynaklara bakıldığı zaman kendilerini ‘Anadolulu Hıristiyanlar’, ‘Anadolulu Ortodoks Hıristiyanlar’ olarak adlandırdıklarını ve kendilerini diğer Rum milleti içerisinde apayrı bir yere koyduklarını görürüz. Ağırlıklı olarak Karamanoğlu Beyliği’nin bulunduğu ve oldukça geniş bir coğrafyada yaşayan Karamanlılar ile ilgili eserler ancak 18. yüzyıl itibarıyla karşımıza çıkmaktadır. Karamanlılarda Türk kültürüne ait pek çok iz görülür. Örneğin; ata kültü dediğimiz ataların türbelerini ziyaret etme geleneğinin, Müslüman Türklerde olduğu gibi çaput bağlama geleneğinin ve eski Türklerde olan ateş kültünün Karamanlılarda da var olduğunu görürüz. Karamanlılarda, aslında pek çok eski Türk geleneği Hıristiyanlıkla harmanlanarak ortaya çıkmıştır. Türk halk kültüründe olduğu gibi kuyruklu yıldız, Karamanlılar tarafından da uğursuz bir öğe olarak kabul edilir. Mübadele, Karamanlılar için kolay bir süreç olmadı. Aslında onlar Anadolu’da kalmayı çok istemişlerdi. Çünkü onlar için Anadolu memleket anlamına geliyordu” dedi.

19. yüzyıla kadar birçok Karamanlının Türkçe isimler taşıdıklarını söyleyen Doç. Dr. Nilüfer Erdem, zamanla ekonomik nedenlerle içlerinden kıyı bölgelerine göç etmek zorunda kalanlar olduğunu ve onların diğer Ortodoks cemaat içerisinde daha iyi bir konuma gelebilmek için Yunanca isimler almaya başladıklarını söyledi. Özellikle Amerikan misyonerlerin Karamanlılara yönelik faaliyetlerini de irdeleyen Doç. Dr. Nilüfer Erdem, Karamanlı din adamların bundan rahatsız olduklarını belirtti. Yine 19. yüzyıl itibarıyla Karamanlıca neşriyatta din dışı eserlerin yayınlanmaya başladığını ifade eden Doç. Dr. Nilüfer Erdem, Karamanlıların dinsel metinlerine bakıldığında Yunanca ’Theos’ kelimesi yerine Türkçe ’Allah’ ve ’Rab’ kelimelerini kullandıklarını söyledi.

Doç. Dr. Nilüfer Erdem, “Karamanlılar kendilerini daima Türk toplumunun bir parçası olarak gördü. Hiçbir zaman mübadeleye tabii olacaklarına inanmadılar. Karamanlıca yayın yapan gazetelerde bile kendilerini Türk olarak tanımlayan yazıların varlığını görüyoruz. Dolayısıyla mübadele kapsamında topraklarını terk etmek zorunda kalan birçok Karamanlının, Yunan asıllı birileriyle karşılaşması ilk defa Mersin’den bindikleri gemideki mürettebatla olmuştur. Yunanistan’a gittikten sonra birçok Karamanlı, Yunanca bilmemesi nedeniyle ciddi zorluklar yaşamıştır. Mübadele sonrasında Karamanlılar, Yunanistan’a toplu şekilde yerleştirilmiş, yerleştikleri yerlerde kendi geleneklerini yaşatmaya devam etmiş ve buralara, Anadolu’daki kendi yerleşim yerlerinin, köylerinin isimlerini vermişlerdir” diyerek günümüzde üçüncü nesil Karamanlıların Yunan toplumuna adapte olduğu gerçeğini kabul etmek gerektiğini söyleyerek sunumunu tamamladı.

İki saat boyunca devam eden konferans, soru-cevap bölümüyle sona erdi.

Anahtar Kelimeler:

YAZARLAR