Ziya Türk

Tarih: 09.10.2013 13:03

Tükenmişlik mi tüketmişlik mi?

Facebook Twitter Linked-in

Bu aralar en çok duyduğum en moda sözler arasında olan tükenmişlik sendromundan biraz bahsetmek istedim.

Önce tükenmişlik nedir ne değildir bir bakalım; İnsanın kendisini sürekli yorgun hissetme, enerjisinin hızla düştüğünü zannetme, ilgi kaybı, başarısızlık, yıpranma, güç kaybı, vs.vs gibi bir takım ruhsal nedenler.

Bu duyguları yaşayan insanın nasıl bir ruh hali sergilediğine bakarsak; Ani öfkelenmeler, sürekli kızgınlık, çaresizlik, yalnızlık, umutsuzluk, hayat enerjisiniz düşmesi gibi hallere girilir. Bu hallerinde kişinin hem kendisine, hem de etrafındakilere rahatsızlık verdiği görülür.

Benim asıl paylaşmak istediğim ise; Konuya daha farklı bakıyorum, olay aslında tükenmişlik değil, aksine tüketmişlik gibi geliyor. Etrafımızdaki insanlara baktığımızda kendini tüketenleri görmek çok da zor değil. Evliliğini, işini, makamını, eşyasını, kendini, hayatı tüketenleri her an görebiliyoruz. Kısaca her şeyi hızla tüketiyoruz, hep daha fazlası, hep daha yukarısı, hep benim olsun demeye başladık. Ben de bu durumdan hiç hoşnut değilim.

Doyumsuzluk ve şükürsüzlük adeta işledi içimize damla, damla. Eskiden daha küçük şeylerle daha çok mutlu oluyorduk sanki. Son zamanlarda 'tükenmişlik' modasını ifade eden laflara çokta inanmıyorum. Bence herbirimizin durup biraz bir şeyleri sorgulamamız gerektiğine inanıyorum.   
                                                                                          
Tükenmişliği tüketmişliğe benzettiğim bu yazıda, içi boş sözlerin bizleri etkilememesi, bilakis maneviyatımızın güçlendirmemiz için, bize sunulan en büyük rehber Kur’an-ı Kerim’den de örnek vermek istiyorum.

Allah C.C. Ayeti Kerimede şöyle buyuruyor ''Kim de benim zikrimden yüz çevirirse artık onun için sıkıntılı bir geçim vardır.'' (Taha Suresi 124)


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —