Gürbüz BATTAL

Tarih: 15.09.2013 10:37

İspirli ile Şeytan

Facebook Twitter Linked-in

 

Yaz tatilinde Erzurum’daydım. Erzurum’da yaşadığım bir olayı ve ilk defa duyduğum bir fıkrayı bu günkü yazımda paylaşmak istiyorum.

Uzun zamandan beri görmediğim bir arkadaşımın son zamanlarda çok zenginleştiğini ve başından acı bir olayın geçtiği haberini aldım. Kendisini ziyaret ederek hem hasret gidermek hem de geçmiş olsun demek istedim. Araya sora çalışma ofisini buldum. Ofisin cadde üzerindeki kapısından içeriye girdim. İçeride bulunan iki bayana,”  … beyle görüşmek istiyorum. Acaba odasında mı?” diye sordum. Bayanlardan birisi, “ Konu neydi, bana anlatabilir misiniz” diye sordu. Ben özel olarak görüşmek istiyorum. Arkadaşlarından birisiyim” şeklinde cevap verdim.

Bayan bir yer göstererek oturup beklememi söyledi. Söylenen yere oturdum.

Bayan, ofisin sokağa bakan kapısından dışarıya çıktı. Az sonra tanımadığım bir beyefendi gelerek önce beni süzdü arkasından da kim olduğumu ve niçin beyefendi ile görüşmek istediğimi sordu. Ben de eski bir arkadaşı olduğumu, hem ziyaret etmek hem de yaşadığı üzücü olay dolayısıyla geçmiş olsun dileklerimi iletmek için geldiğimi söyledim.

Beyefendi önde, ben arkada ofisin sokağa açılan kapısından dışarıya çıktık. Arkadaşımın kapının önünde oturduğunu gördüm. Yanında fedaisi olduğu belli olan birkaç kişi vardı ve arkadaşım çok iyi korunuyordu veya öyle sanılıyordu.

Arkadaşımın ofisinden, “ Allah’ım, beni muhannete muhtaç olacak kadar fakir; başkalarının koruyacağı kadar zengin yaratmadığın için şükürler olsun” diyerek ayrıldım.

İspirliler

Öncelikle İspirlileri çok sevdiğimi, bu fıkra ile İspirlileri incitmek, gücendirmek gibi bir amacım olmadığını belirtmek istiyorum.

İspirliler çok çalışkan ve işinin ehli kişiler olarak bilinir. İspirlilerin, bir fabrikada yedi yıl çalıştıktan sonra o fabrikanın sahibi olabilecek kadar iş bilirkişiler oldukları söyleniyor.

İspirlinin birisi de yedi yıldır bir fabrikada çalışıyormuş. Babası, “ Oğlum yedi yıldır aynı fabrikada çalıştığına göre, şu anda mutlaka çalıştığı fabrikanın sahibi olmuştur” diye düşünerek oğlunun ziyaretine gider. Oğlunun halen işçi olarak çalıştığını görünce oğluna neden halen işçi olarak çalıştığını sorar. Oğlu da; “Sorma baba fabrikanın sahibi İspirli çıktı” der.

Gelelim fıkramıza.


Bir gün İspirli ile şeytan ortaklaşa çiftçilik yapmaya karar vermişler. İspirli demiş ki:

“Ekeceğimiz yiyeceğin altta kalan kısmı benim, üstte kalan kısmı senin olsun.”

Şeytan teklifi kabul etmiş.

Başlamışlar patates ekmeye. Patatesler olduktan sonra İspirli alttaki patatesleri almış, şeytana yaprakları kalmış.

Ertesi yıl gene bir şeyler ekmeye karar vermişler. Bu sefer şeytan demiş ki; “Ekeceğimiz yiyeceğin altı benim, üstü senin olsun.” İspirli bu teklifi kabul etmiş.

İspirli, “ O zaman mısır ekelim” demiş. Başlamışlar mısır ekmeye. Hasat zamanı İspirli üstteki mısırları almış, şeytana da mısırın sapları kalmış.

Şeytan üst üste iki defa aldanınca İspirliyle kavga yapmaya karar vermiş. İspirliye, “ Var mısın yarın benimle dövüşmeye? Ama evde dövüşeceğiz” der. İspirli teklifi kabul ederek biri uzun diğeri kısa iki sopa getirir ve kısa sopayı alır, uzun olanını şeytana verir. Derken kavga başlar, şeytanın uzun sopası duvarlara ve tavana değdiğinden İspirliye bir şey yapamaz. Buna karşın İspirli kısa sopayla şeytanı bir güzel döver.

Şeytan bu sefer dışarıda dövüşmeyi teklif eder. İspirli, “ İçeride kısa sopa bendeydi. Sen çok sopa yedin. Bu sefer sopaları değişelim hak geçmesin” der. Şeytan kısa sopayı, İspirli ise uzun sopayı alır. Başlarlar dövüşmeye. Açık alan olunca şeytan gene İspirliden güzel bir sopa yer.

Şeytan ellerini açar; “ Ey Allah’ım, madem İspirliyi yaratacaktın bana ne gerek vardı?” der.

Kalın sağlıcakla.

15.09.2013

Gürbüz Battal



Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —