Ziya Türk

Tarih: 03.05.2013 09:16

Her Zaman Yedik İçtik Bilinçsizce

Facebook Twitter Linked-in

Son zamanlarda bir çok Tv kanalında rastlar olduk tükettiğimiz gıdalar hakkında yapılan tartışma programlarına. Alanlarında uzman insanlarımızın bizleri uyarmalarına şahit olmuşuzdur çoğumuz. Onlardan duyduğumuz kulaktan dolma bilgilerle kendi sohbetlerimizde tartışmışızdır muhtemelen. Peki kendimize sorduk mu yediğimiz içtiğimiz gıdalar hakkında nekadar bilgi sahibiyiz?

Dürüst olmak gerekirse hiçbir bilgi sahibi değiliz.

Bilgisiz oluşumuz aramızdaki fırsatçıların ekmeğine yağ sürmüş oldu. Daha fazla kazanma hırsı uğruna değişik hile ve sahtakarlığa başvurarak sağlığımızı hiçe saydılar yetmedi dinimizce haram olan domuz eti yedirmeye kalktılar.

Nasıl yedirmesinler kardeşim yedirirler elbet derdimiz karnımızın doyması değilmi evet karnımız doysun ne olursa olsun deriz. Makarnanın yanında ekmek tüketir, açıktığımız zaman acmısın sorusuna latife olsun diye soran kişiye seni bile yiyebilirim deriz.

Biz açlıkla sınanmış bir peygamberin doymak bilmeyen ümmeti olduğumuz için ne yediğimizi ne içtiğimizi sorgulama gereksinimi duymayız. Duyarlılık gösterip uyaran olursada can boğazdan gelir der kaldığımız yerden devam ederiz.

Karnımızı mı doyuruyoruz yoksa gözümüzü mü doyuruyoruz çözebilmiş değilim aslında. Pazara, markete alışverişe çıktığımızda sağlıklı mı yararlı mı sorusunu sormaz ambalaj üzerindeki o karıncadan küçük yazıları okumayız ki zaten okumamız için yazılmıştır deriz. Gözümüze güzel geleni alır çıkarız.

Gözümüz doyduğu içinde hertür sahtekarlığı sofralarımıza buyur ediyoruz.

Marketten aldığımız yoğurdu, peyniri yerken aklımıza annelerimizin yaptıkları geliyor ve sonra hem annelerimizi, nenelerimiz hemde o eskiden yediklerimizi rahmetle yad ediyoruz.

Artık şaşırmıyoruz olanlara domateslerimiz arılar yapıyor arısı olmadan tüketemiyoruz.

Kendimizi gıdaların yönetimine, gıdayı yöneten kirli ellere teslim ediyoruz.

Düne kadar sadece büyük kentlere sızan fast food ürünleri bugün anadolunun en ücra köşesine kadar yayılmış durumda. Dünyanın en zengin mutfağına sahipken kendimizi hamburger, pizza vb. hazır yemekler yer halde buluyoruz.

Bunun sonucunda ne mi oldu dersiniz?

Acıkmadan sofraya oturmayan, doymadan sofradan kalkan bir ecdadın nesli ya obez oldu yada zayıflama uğruna canından oldu.

Değişik iş kolları pazarlar oluştu; kimi kendine diyetisyenim dedi kimisi doğada falanca otu buldum deyip iyi niyeti suistimal etti. Sanki o ot onun için onun bulmasın için yeşeriyordu ya neyse dilimi tutsam iyi olacak.

Kendi ellerimizle kaybettiğimiz sağlığımızı kazanmak uğruna düşüyoruz tuzaklara.

Dedelerimiz nenelerimiz doksan yaşına kadar yaşarken bizler altmış yaşına gelince yüzümüz toprağa bakıyoruz. İsimlerini dahi telafuz edemediğimiz sayısız hastalıklarla boğuşuyor tıb belki biraz daha ilerlerde belki bir çare bulur umuduyla yaşıyoruz.

Söylemişimdir; petrole hükmeden ülkelere, gıdalara hükmeden insanlığa hükmeder. Bizlere evlatlarımıza hükmetmelerini istemiyorsak biraz olsun bilinçlenelim, yediğimize içtiğimize dikkat edelim. Sonuç olarak hem kendimiz ve neslimiz, hemde dürüst olarak üreten üreticimiz yani hepimiz kazanmış olacağız.

Kalın sağlıcakla.

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —