Prof. Dr. Mustafa ÖZTÜRK


Van’da Vatandaş Arsenikli Su mu İçiyor?

Van’da Vatandaş Arsenikli Su mu İçiyor?


Prof. Dr. Mustafa ÖZTÜRK

 

İçme suyu temiz, kaliteli ve hijyenik olmalıdır. İçme suyu, insan sağlığı için zararlı ve tehlikeli madde içermemelidir. İnsan sağlığı için bu elzemdir.

İçme suyu temininden sorumlu Belediyelerin temel görevi, vatandaşına her dem temiz, hijyenik ve kaliteli içilebilir su sunmaktır.

Sınır değerlerin üzerinde kirleticiler içeren suların içme suyu olarak şebeke sistemine verilmesi insan sağlığı açısından çok tehlikelidir. Sınır değerlerinin üzerinde kirleticiler içeren suların içme suyu olarak kullanılması insan sağlığı üzerinde kısa ve uzun vade ciddi geçici ve kalıcı olumsuz etkiler yapar.

İçme suyu şebeke sistemine verilecek suda arsenik maddesi olması istenmez. Dünya Sağlı Teşkilatı ve 2005 yılında yürürlüğe giren “İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmeliği’nde” belirlenen üst sınır değerlerine göre içme suyunda arsenik konsantrasyonu 10 mikrogram/m’den yüksek olamaz.

İçme suyunda sınır değerlerinin üzerinde bulunan arsenik, insan sağlığı açısından kısa ve uzun vadeli kalıcı olumsuz etkiler yapar.

İçme suyunda sınır değerlerlerin üzerinde bulunan arsenik sağlık açısından zararlı ve kanser yapıcı kalıcı etkiler gösterir. İçme suyundaki arseniğin sağlık üzerine etkisi arsenik bileşiğinin formuna, alınan dozaja ve maruz kalma süresine bağlı olarak değişir. İçme suyu içindeki inorganik arsenik 3 bileşiği, insan sağlığı üzerinde en negatif etki gösterir. Özellikle inorganik arsenik bileşikleri organoarsenik bileşiklerine göre çok daha toksik etki göstermektedir. Arsenit, arsenata göre insan sağlığı üzerinde 30 ila 40 kat daha yüksek toksit etki gösterir. İçme suyunda farklı arsenik bileşiklerinin toksisite etkisi; arsenite > arsenate > mono-metilarsonat (MMA) > dimetilarsinat şeklinde değişmektedir. Dolayısıyla içme suyu kaynaklarında arsenik bileşiği kompozisyonu mutlaka belirlenmelidir.

Arsenik bileşiklerinin sudaki çözünürlüğü arttıkça toksisite etkisi de artmaktadır.

Sınır değerlerinin üzerinde fakat düşük arsenik konsantrasyonlu içme suyunun insan sağlığı üzerindeki ilk symptomları, anormal siyah kahverengi deri pigmentasyonu ve avuç içlerinin/ayaktabanlarının sertleşmesidir.

İçme suyundaki inorganik arsenik 3 bileşiklerinin %80-90 bağırsaklar tarafından absorbe edilir. Organoarsenik bileşiklerinin çoğu ise idrar yolu atılır. Çok azı bağırsaklar tarafından absorbe edilmektedir.

Arsenik konsantrasyonu 60.000 µg/litre olan bir suyu içen kişi derhal ölür.

Sınır değerlerinin üzerinde arsenik içeren sular, uzun süreli içme suyu olarak kullanıldığında; deri, akciğer, mesane ve böbrek kanserine neden olduğu tespit edilmiştir. Kanser uzun vadede gerçekleşir. Gerçekleşmesi yaklaşık olarak 10 yıl gibi bir süre almaktadır.

10 µg/litre’den yüksek 50 µg/litreden düşük konsantrasyonlarda arsenik içeren sular, içme suyu olarak uzun süreli kullananlarda akciğer ve mesane kanserinde ve deri yaralarında artışlar gözlenmiştir.

Sudaki arseniğin el yıkama ve yıkanma gibi deri yolu ile vücuda girme söz konusu değildir.

Yazının devamını okumak için tıklayın