Prof. Dr. Mustafa ÖZTÜRK


Demokratikleşme ve Çevre

Demokratikleşme ve Çevre



Demokratik hak ve özgürlüklerin yanında, özgür düşünme bahçesinin güçlü olmadığı ülkelerde, sadece güçlüler/seçilmişler kaliteli, güvenli ve yaşanabilir bir çevre hakkına sahiptir. Parlamenter demokrasinin güçlü olmadığı coğrafyalarda, çevre haklarını savunmak bir fantezi, hatta bir lüks olarak görülmektedir. Doğal olarak insanlar, öncelikle temel özgürlük ve sosyal haklarını garantiye almaya uğraşırlar. Genç fidanların fikirlerinin ve yaşamlarının kurutulduğu yerlerde, toprağı, suyu ve havayı temiz ve ağaçları yeşil tutmak da anlamlı değildir.

İnsanı temel alan parlamenter demokrasi güçlendikçe, insanların yaşam standardı ile çevresel duyarlılığı artacak, doğanın dengesi bozulmadan, sağlıklı, yaşanabilir bir çevrede yaşama adına önemli ve olumlu gelişmeler olacaktır.

Demokratik ülkelerde insan haklarının yanında, çevre hakları da sorgulanmaktadır. Demokratikleşme ile birlikte, çevresel hak arama da güçlenmektedir. Çevre sorunları daha güçlü ve gerçekçi olarak tartışılabilmekte, çözümler üretilebilmektedir. Demokratik yapı, insanların sahiplenme ve kaliteli yaşam duygusunu güçlendirmektedir. Demokratik ülkelerde, çevreyi koruyarak kirletmeden kalkınmak, temel felsefe olmaktadır.

İnsanlık, bu havayı soluyor, bu suyu içiyor, bu denizi kullanıyor, bu topraklardan üretilen gıdaları yiyor ve bu ormanlardan üretilen temiz oksijeni soluyor. İnsanlığın ortak paydası olan havayı, suyu ve toprağı daha güvenli, daha temiz ve yaşanabilir bir hale getirmek için, birlikte mücadele etmeliyiz. Hava, su ve toprak konusunda duyarlılıklarımızı birleştirmeliyiz.

Havayı, suyu ve toprağı kirletmeden kalkınma ve gelişim, temel felsefemiz olmalıdır. Ormanları ve sulak alanları, sürdürülebilir bir şekilde yönetmek… Doğa ile uyumlu olan, doğanın dengesini bozmadan üretmek ve kalkınmak için... Yaşanabilir ve kaliteli çevre oluşturmak için el ele vermeliyiz.

Demokratik ülkelerde, temiz hava solumak ve kaliteli/güvenli su içmek ve kullanmak, toprakta sağlıklı gıda üretmek ve daha fazla yaşanabilir yeşil alanlar oluşturmak, insanların özgürce kullanabildiği en temel haklarından birisidir. İnsanların yaşam standartlarının iyileştirilmesi, sağlıklı ve güvenli çevresel koşulların oluşturulması ile mümkündür. Bu ülkelerde, İnsan-doğa ilişkisinin temeli, doğayı yok etmek değil, tam tersine doğayı kaliteli ve temiz tutmak anlayışı üzerine kurulur.

Demokratik hak ve özgürlükler güçlendikçe, çevre sorunlarına karşı daha duyarlı olunabilecektir. İnsanlar, çevresel konulardaki verilere daha kolay ulaşabilecektir. Gizlilik kalmayacak, saydamlık hakim olacaktır. İnsanların daha kaliteli, güvenli ve sürdürülebilir bir çevreye olan talepleri artacaktır. İnsanlar, çevreye karşı daha duyarlı olacak, çevre sorunları azalacak ve çözümleri hızlanacaktır.

Demokratik, özgür ve sorumlu toplumlarda, örgütlü yaşam biçimi güçlüdür. Örgütlü toplumlarda, hak arama yol ve yöntemleri sayıca fazla ve kolaydır. Bu toplumlardaki sivil toplum örgütleri, çevre ile ilgili konularda, daha bilimsel ve daha araştırmaya dayalı verilerle mücadele vermektedir. Hak arayışları, daha güvenli ve bilimsel verilere dayanmaktadır. Sivil toplum örgütleri, bilim dünyası ile birlikte çalışma platformları oluşturmaktadırlar. Sivil toplum örgütleri, bilimsel ve güvenli verileri, kamuoyu algısına uygun hale dönüştürerek, saygı ve hoşgörü iklimi çerçevesinde mücadele vermektedirler.

Demokratik ülkelerde kamu ve özel sektörün yaptığı yatırımlar, çevreye karşı daha duyarlı, daha şeffaf ve hesap verilebilir niteliktedir. Çevresel duyarlılıklar ve sürdürülebilirlikler dikkate alınarak, toplumun tüm katmanları ile yeterince tartışıldıktan sonra yatırımlar gerçekleştirilmektedir. İnsanların çevresel bilgiye ulaşması, daha kolay olmaktadır. Demokratik ülkelerin tecrübelerini/uygulamalarını paylaşmak daha kolaydır.

Farklı fikir, grup ve partilerden olunsa dahi; hava, su, toprak, orman, deniz, sulak alanları daha temiz ve yaşanabilir hale getirmek, herkesin ortak sorumluluğundadır. Çevre hakkı, insan haklarının en önemli bir parçasıdır.

Sürdürülebilir güvenli/kaliteli bir çevre için; germeden, hakaret etmeden, pozitif baskı yaparak, birbirine tahammül ederek, fikirleri, düşünceleri, görüşleri paylaşarak ve tartışarak, ortak akılla ortak çözümler üretilebilir. Demokratik ülkelerin tecrübelerinden yararlanarak daha kapsamlı ve nitelikli çözümler geliştirilebilir.

Demokratik bir çevre hakkı ve uygulaması, güçlü bir demokrasiden geçer.

http://www.mozturk.net